Vajinismus, vajinaya giriş denendiğinde, vajinanın dıştaki üçte birlik kısmında bulunan kaslarda yineleyici ve sürekli biçimde istemsiz kasılmaların olması olarak tanımlanır. Kasılmalara, girişe ilişkin korkular, kaygılar eşlik eder. Çoğu zaman cinsel birleşmeyi olanaksız kılan bu kasılmayı kadın hiçbir şekilde bilerek isteyerek yapmaz. Bedenin çeşitli bölgelerinde, kasılmalar, bacakların kapanması, titreme, çarpıntı, terleme, bulantı, kusma fenalık hissi, ağlama eşlik edebilir. Vajinadaki kasılma çoğu kadında cinsel birleşmeye izin vermez. Bazı durumlarda ise zorlamayla giriş olabilir ancak cinsel birleşmeler kısmi veya ağrılı bir şekilde sürer.

Vajinismus Kimlerde Görülür?

Vajinismus toplumda her kesimde görülebilmektedir. Genel yargı daha düşük eğitim düzeyinin olduğu, kırsal kesimde daha fazla olduğudur. Ancak bu doğru değildir. Eğitimli, şehirde yaşayan sosyo kültürel ve ekonomik olarak daha iyi şartlarda hayatına devam eden pek çok kadında da vajinismus görülmektedir. Çünkü farklı alanlarda daha iyi şartlara sahip olsalar da cinsel eğitimi alamama, toplum ve kültürün dayatmalarına maruz kalma konusunda pek çok kadın aynı kaderi paylaşmaktadır.

Vajinismus Nedenleri Nelerdir?

Cinsel eğitimin uygun bir şekilde verildiği, cinselliğin konuşulabildiği, kadının cinselliğine de değer verildiği toplumlarda vajinismus daha az görülmektedir. Cinsellikle ilgili yanlış inanışlar ve tabular vajinismus gelişiminde önemlidir. Ülkemizde kız çocukları için cinsellik; ayıp, yasak, konuşulmaması gereken, kendini saklaması, masumiyetini kaybetmemesi bu yüzden de bilmemesi gereken bir konu olmuştur. Kız çocuğunun adolesan (gençlik) dönemine geldiğinde; değişen gelişen bedenini tanıması, menstruasyon döneminin ne zaman, nasıl başladığını bilmesi, mastürbasyonun ne olduğunu öğrenmesi önemlidir. Bilmediğimiz şeylerden tedirgin oluruz, anlamlandırmakta zorlanırız. Ülkemizde bekaret kavramına verilen önemin, “kızlık zarı” ve “ilk gece” konusundaki yaygın yanlış inanışlarla pekişen kaygıların, geleneksel toplumlarda flörtöz ilişkilerin yaşanmasındaki zorluklar nedeniyle cinsel deneyimin aşamalı gelişmeyip doğrudan cinsel birleşme ile başlamasının vajinismus gelişmesinde etken olduğu söylenebilir. İlk gecenin “korkunç” olduğu söylemleri, “akacak kanla ıslanması gereken çarşafların beklediği”, vajinanın “kara delik”, kızlık zarının ”kalın duvar veya örümcek ağı” olarak nitelendirilmesi gibi ilk cinsel ilişkiye dair pek çok yanlış inanış ve tabular vajinismus oluşumuna zemin hazırlayabilen etkenlerdendir.

Cinsel eğitimin yetersiz oluşu, genç kadınının bedenini cinselliğini öğrenememiş olması,toplumun cinselliğe bakışı ve yönlendirmesi temel etken gibi görünse de bazen vajinismuslu kadınlarda altta yatan farklı nedenler tabloyu ağırlaştırabilir. Geçmişteki cinsel tacizlerin etkilerine , çocukluktaki aile içi etkileşimler nedeniyle kadın rolünü benimsemekle ilgili zorluklara, gebe kalmakla ilgili kaygılara da rastlanabilir.

Vajinismus Tedavisi

Vajinismusun bilimsel olarak başarısı kanıtlanmış tek tedavi yolu Cinsel Terapidir. Vajinismusta uygun cinsel terapiyle yüzde yüze yakın düzelme olur. Cinsel Terapi çift görüşmesi şeklinde yapılır. Öncelikle kapsamlı cinsel yaşam öyküsü alınır, çiftin zorlukları, kaygıları araştırılır. İlk seanslarda öncelikle yapılan gecikmiş bir cinsel eğitimdir. Çiftin cinsel sağlıkla ilgili bilgilendirilmesi, yanlış inanışların düzeltilmesi, cinsel organlar ve cinsel fizyolojiyle ilgili doğru bilgilerin aktarılması hedeflenir. Sonrasında egzersizlerle kademeli olarak kasılmanın ve girişle ilgili korkuların üzerine gidilir. Tedavi süresi çifte göre değişmekle birlikte ortalama 2 ayda sonlanır. Bir iki görüşme ve danışmanlıkla düzelen hafif olgular olduğu gibi uzun süreli tedavi gerektiren olgularda olabilir. Psikiyatrik hastalık , depresyon, kaygı bozukluğu, erkekte ek cinsel sorunlar tedavi sürecici zorlaştırabilir.